Provocation to hostility, discrimination, and violence
Peygamber Efendimiz (SAV) döneminde yaşanan Mescid-i Dirar olayı, günümüzde dinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından nasıl istismar edildiğinin anlaşılması açısından önem taşımaktadır. FETÖ bunun bir örneğidir. Öncesinde uzun yıllar 'cemaat' olarak adlandırılan ve 15 Temmuz Darbe Girişimi'yle silahlı bir terör örgütü olduğu tescillenen FETÖ'nün geçmişten bugüne yapılanması, örgütlenmesi ve silahlanması ile ilgili benzerlikler Mescid-i Dırar hadisesinin bugünün gereklerine göre şekillendirilmiş bir versiyonu gibidir. Mescid-i Dırar hadisesi FETÖ'yü anlamak ve anlatmak konusunda bize yol gösterici olabilir. FETÖ Mescid-i Dırar örneğinde olduğu gibi inançla ilgili alana öncelik vermiştir. Toplumdaki ekonomik ve sosyal hemen hemen her alana paralel bir yapılanma oluşturmuş, oluşturduğu sosyal ağla tacir, tüccar ve esnafları bu halkaya dahil ederek Türkiye ekonomisinin kaynaklarını yurt dışına aktarmış, yargı, güvenlik, mülki idare bürokrasisi başta olmak üzere üst düzey bürokrasiye sızarak Türkiye'nin stratejik insan kaynağı konumlandırmalarına kendi yandaşlarını yerleştirerek, yurt içi ve yurt dışı farkı gözetmeksizin her kesimle tematik ilişki kurabilecek örgütlenme becerisine sahip, gündemi, toplumu ve siyaseti kontrol altında tutabilecek piramit bir yapılanma olarak FETÖ günümüzün çarpıcı bir gerçeğidir. Mescid-i Dırar bir mekân olarak var olmaktaydı ama günümüzün zaman-mekân ötesi değişim kargaşası içerisinde Mescid-i Dırar'ı inşa edenlerin taşıdığı zihniyetin aynısıyla FETÖ okullar ve pansiyonlar yapmış ve bu pansiyonlara silah biriktirmek yerine insan kaynağını geliştirmiş, geliştirdiği insan kaynağı ile birlikte Silahlı Kuvvetler'in içine sızarak ağır silah, harp aracı ve mühimmat tedarikini devşirdiği bu insan kaynağı üzerinden sağlamıştır. Tarihi olayların benzerliği üzerinden gidildiğinde aynı zamanda profesyonel bir hile, hülle ve takiyye organizasyonu olan FETÖ yapılanmasını günümüzde Cemaat-i Dırar (Zararlı Cemaat) olarak tanımlamak ve adlandırmak mümkün olabilecektir. Aynı zamanda bir mekânsal örgütlenme vakası da olan Mescid-i Dırar'ın inşa edilmesiyle, inşa ettikleri mekânların yanı sıra etkili bir insan kaynağı örgütlenmesine dayanan FETÖ'nün ana dokusunu oluşturan cemaat geçmişinin bir vaka olarak "Cemaat-i Dırar" olarak adlandırılması ve tarihe not düşülmesi önemlidir. FETÖ'nün sadece 15 Temmuz Darbe Girişimini gerçekleştiren bir örgütlenme değil, yıllara uzanan bir geçmişle stratejik bir kurgu olduğu ve bunu yaparken de esas motivasyonun cemaat dinamiğinin istismarı olduğu doğru bir şekilde topluma ve dış kamuoyuna anlatılmalıdır. Bugün İslam adına hareket ettiğini söyleyen ve şuursuz bir cihat anlayışıyla dünyadaki İslam algısına zarar veren DEAŞ ile FETÖ arasında zihniyet olarak fark bulunmamaktadır. İslam'a ve Müslümanlara zarar verme yolunda DEAŞ "sert gücü" (hard power) temsil ederken, Cemaat-i Dırar yani FETÖ "yumuşak gücü" (soft power) temsil etmektedir. FETÖ'nün lideri olan Fetullah Gülen'in de dönemin müşrikleri ve münafıklarından bir farkı bulunmamaktadır. Ancak önemli bir ayağı halen yurt dışında olan ve yurt dışındaki küresel karar vericileri Türkiye ve Cumhurbaşkanımız aleyhine etki altına almak isteyen Cemaat-i Dırar ve FETÖ yapılanmalarını birlikte ve ayrı ayrı ele alarak dünya ölçeğinde rasyonel bir çalışma yürütülmelidir